Şiirler Ve Sen

11 Mart 2016 Cuma

Kafka ‘dan Milena'ya Mektup

Kafka ‘dan Milena'ya Mektup "Benim için dünya binlerce “belki” ile dolu... Dürüst bir insanım Milena. Esaretin izin verdiği kadar dürüst. Bir şeklimle herkese benzemeyen farklı bir yön var bende. Huzur içinde bir dakika bile çok görülmüştür bana. Her şeyi savaşarak kazanmak mecburiyetindeyim. Sadece geleceğimi değil geçmişimi de kendim yaratmak zorundayım. Dünya sağa dönüyorsa bu ritme uymak için benim sola dönmem gerekiyor. Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben?. " "içinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam.. sen de anlamazsın.. ben bile anlayamıyorum ki, başkalarına nasıl anlatırım! "
Share:

Arthur Rimbaud-Paul Verlaine Mektup

Arthur Rimbaud-Paul Verlaine Londra, Cuma öğleden sonra 4 Temmuz 1873 Dön, dön artık, biricik dost, dön. Artık iyi ve kibar olacağıma söz veriyorum. Sana karşı soğuk davranmam inatla sürdürdüğüm bir şakaydı; bin pişmanım şimdi buna. Geri dönersen unutulup gider. Bu şakaya inanmış olman ne acı! İki gündür durmadan ağlıyorum. Geri dön. Biraz yüreklilik göster, sevgili dostum. Henüz hiçbir şey yitirilmiş değil; yapacağın şey yalnızca bir dönüş yolculuğu. Burada yine yüreklilikle, sabırla yaşarız. Yalvarıyorum sana. Hem daha çok senin iyiliğine olacak bu. Geri dön, bütün eşyanı yerli yerinde bulacaksın. Umarım ki tartışmamızda ciddi bir neden olmadığını sen de anlamışsındır şimdi artık. Ne korkunç andı o! Peki ama, gemiyi terk etmeni işaret ettiğimde sen niye gelmedin? Bu noktaya varmak için mi iki yıl birlikte yaşadık? Ne yapacaksın şimdi? Buraya gelmek istemiyorsan, senin bulunduğun yere geleyim mi? Evet, haksız olan benim. Beni unutmayacaksın, değil mi? Hayır, unutamazsın sen beni. Ben seni hep yüreğimde taşıyorum. Dostunu yanıtsız bırakma: birlikte yaşayamayacak mıyız artık? Biraz yürekli ol. Hemen yaz bana. Daha uzun süre kalamayacağım burada. Yüreğinin sesinden başka şey dinleme. Yanına geleyim mi? Hemen bildir bana. Tüm yaşam boyu sana bağlı kalacağım. Hemen yanıtla beni. Burada en çok pazartesi akşamına dek kalacağım. Üzerimde henüz bir peni bile yok; elimdeki tüm parayı postaya veremem. Kitaplarını ve müsveddelerini Vermersch'e bıraktım. Seni bir daha göremezsem, ya denizci olacağım ya asker. Arthur Rimbaud
Share:

Nazım Hikmet ( Hapishane Mektupları )

Nazım Hikmet Ben teselliye muhtaç değilim karıcığım, sen de teselliye muhtaç olma…Teselli, ekseriya, tamiri mümkün olmayan hadiseler karşısında verilir ve alınır. Halbuki bizim halimiz öyle değil. Arada yalnız bir daha geri gelmesi kabil olmayan bir sene daha meselesi var. Senden uzak bir senenin ne demek olduğunu kalbim yüzüme karşı haykırıyor. Fakat aklım sabret diyor, sen ona hudutsuz bağlısın, o senindir hudutsuz…Uzun bir yolculuğa çıkmış san kendini, uzun bir yolculukta sansın o seni…Bir yıl sonra, alınlarımız belki biraz daha kırışık, yüzümüz belki biraz daha çizgili, kanımız belki biraz daha ihtiyarlamış, fakat sevgimiz, birbirimize inanmamız sarsılmamış, yangından çıkan, ateşten geçen bir çelik parçası gibi temizlenmiş ve kuvvetlenmiş, gençleşmiş ve tecrübelileşmiş olarak kavuşacaksınız…Büyük bekleyişler, felaketler büyük bağları ve sevdaları bir kat daha büyütür… Karıcığım! Üzülme! Senin üzülmenden başka benim kendime ait olan hayat parçamı üzecek bir şey yoktur. Sen, seni on yıl daha beklerim, diyorsun…İnanıyorum, sevinçle, neşeyle inanıyorum, çünkü ben daha on yıl yatsam sen daima içimdesin! (6 Şubat 1934)
Share:

Rosa Luxemburg

Rosa Luxemburg "Dyodyuşka, altın kalplim, ensevgili! Bana gönül alıcı, güzel mektuplar yaz, biraz alçakgönüllü ol, inayet et de arada beni sevdiğini söyleyiver. Kendini küçültmekten korkma. Sen bana, bugün benim sana verdiğimden üç kuruşluk daha çok sevgi vermişsin, eee, n?olmuş yani? Benden karşılık görmezsin korkusuyla duygularını açıklamaktan çekinme, utanma kuşkusuz, duyguların varsa eğer. Yoksa, zaten zorla çekip alamam ki. Ruhunla diz çökmeyi de öğren, yalnızca ben kollarımı açıp seni çağırdığımda değil, ben arkamı döndüğümde de. Kısacası, cömert ol, harca, israf et sevgini benim için. Senden bunu istiyorum! Ne yazık ki seninle sürekli birlikte olmak benim kişiliğimi bozuyor, ama bunu bilmek seninle boğuşmak için güç veriyor bana. Unutma, teslim olmalısın, çünkü sevgimin gücü nasıl olsa sana boyun eğdirecek. ... Ah sevgili, Tanrı şahidim olsun, başka hiçbir çift böyle bir görev üstlenmemiştir: birbirlerinden birer insan yaratmak. Bir tanem, kendine iyi bak, seni kucaklar, öpücüklere boğarım...
Share:

Ümit Yaşar Oğuzcan

Ümit Yaşar Oğuzcan Aramak... Ömür boyunca aramak... Yalnız seni aramak.. Paslı teneke kutularda, küf kokan dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde, sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak. Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya. Belki de aynı sokakta evlerimiz, sabahları beni görüyorsun işime giderken. Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı... Beni bekliyorsun yada bir başkasını, bir başkasını.. Hiç gel demeyeceğim sana.. Aramak neredeyse ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor? Yok yok birden karşıma çıkma. Kaç saklan Seni aramak istiyorum. Git bu şehirden haydi git. Dağlara çık, o uzak dağlara. Rüzgarların krallığında hüküm sür. Baktın ki oraya da geldim, yine kaç. Başını al açıl denizlere. Gemilerin en güzeli, en büyüğü dilediğin limana götürmeli seni, dilediğin yerde demir atmalı. Ben küçük bir balıkçı kayığı ile peşinden gelsem yeter. Seni arıyorum ya! Bir yıl, beş yıl, on yıl değil; beşikten mezara kadar aramalı insan, ama ne aradığını bilmeli. Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından. Okyanus dalgaları üstünde bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli. Yalınayak koşmalı yollarda, ayaklarını sivri taşlar kesip kanatmalı. Çöllerden geçmeli yolu, yanmalı kavrulmalı. Sonra gözün alabildiğine ak, soğuk ülkelere düşmeli. Buzlar kırılmalı ayaklarının altında, üstüne kar yağmalı. Bir gün bulacaksam bile parça parça bulmalıyım seni. Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kağıt üzerine yapıştırmalıyım. Saçların Sibirya’da olmalı dudakların Çin’de. Gözlerin Hindistan'da bir mabudun gözleri olmalı. Ellerin İtalya'da bir heykelin elleri. Bulursam seni parça parça bulmalıyım. Yine de bir yerin eksik olmalı. Yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım. Ve tam seni tamamladığım anda ölmeliyim..
Share:

Seni Seviyormuşum

Yoksun
Yoksun işte
Bir keder bir düşünce aldı benide
Günlerim çıktı gün olmaktan
Gözlerim bıktı ağlamaktan
Neşe yok hüzün bende
Kelamın sözün bende
Ben anladım anla sende
Seni seviyormuşum
Yoksun
Yoksun işte
Bir yalnızlık bir ızdırap sardı benide
Kapımın zili çalmaz
Hayatım vurdumduymaz
Dünyam tepetaklak
Sen olmadan yaşam olmaz
Hasretse hasret bende
Mutsuzluk kasvet bende
Ben anladım anla sende
Seni seviyormuşum

Dursun Çötoğlu
1991-Erzurum / Yunusemre

Beni Unutma / Ümit Yaşar

Beni Unutma

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma

O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma

Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma

Halâ duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma

Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma

Ümit Yaşar Oğuzcan

Sevgi Duvarı / Can Yücel

SEVGİ DUVARI

sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

Can YÜCEL

Hayal / Dursun Çötoğlu

HAYAL

hayallerimizi hep başkaları yaşadı
bizse rüyalarla yetindik
uyanınca uykudan
onları da yitirdik
****
umutlar asılı kaldı hep söğüt dallarında
yarin gelmeyen yollarında bekledik
sevgiden payımıza bir büyük hüzün düştü
acıyı bal eyleyip gözyaşıyla yetindik
****
mazide kalan bizdik
sevip sevilmeyende
bir ömrü işte böyle
serserice bitirdik


Dursun ÇÖTOĞLU- ŞIRNAK.1994